Rahim ağzının hastalıklarının oluşmasında önemli olduğu için bu dokuyu kapatan epitelden de bahsetmek gerekir. İç kanalı daha çok salgılama özelliği olan örtü tabakası, vajinadaki kısmını ise vajinadan gelecek bakterilere karşı koruyucu bir tabaka oluşturan çok katlı yassı epitel örtmektedir. Her iki hücre tipinin sınır oluşturduğu bir sınır bölgesi vardır. Bu sınır bölgesindeki her iki hücre türü yapıları ve davranış özellikleri nedeniyle ,birbirleriyle devamlı bir geçimsizlik halindedirler ve bir hücre tipi, diğer hücrenin sınırları içine ilerliyerek kendi hakimiyetini kurma çabası içindedir. Bu nedenle bu bölgede devamlı hücre atılımı ve yenilenmesi söz konusudur.
Rahim ağzı jinekolojik muayenelerde çıplak gözle çok kolay gözlemlenir.
Her yıl düzenli jinekolojik kontrollerini yaptıran kadınlarda rahim ağzı hastalıkları çok erken evrelerde teşhis ve tedavi edilebilmektedir.
Rahim ağzının hastalıkları iyi huylu ve kötü huylu olmak üzere iki ana başlık altında incelenebilir. Ayrıca nadir görülen doğumsal yapı anomalileride vardır.
En çok görülen erezyon halk arasında rahim ağzı yarası denilen hastalıktır. Rahim ağzı yaralarının oluşmasında yukarda anlatılan hücreler arası sınır önemlidir. Rahim ağzı kanalındaki sıvı salgılayan hücreleri de önemlidir. Jinekolojik muayenede tanı konur. Smear alınır. Şikayet oluşturuyorsa, örneğin sık akıntı, ilişki sırasında kanama gibi tedavi edilir. Tedavide yakma(koter), dondurma(kriyoterapi), lazer gibi yöntemler kullanılır.
Gebelikte vücut değişikliğin ortama hakim olmasıyla oluşan yaralara ektropion denir ve bol akıntıya sebep olurlar. Enfeksiyon eklenmezse takip edilir.
Birde enfeksiyona bağlı irritasyon veya travmaya bağlı hücre dökülmesiyle oluşan yaralar vardır. Enfeksiyon yapan bakteriler; trichomonas, actınomikoz, gonore, chlamidya, tuberkuloz, virusler ise; HPV, HIV, HSV dir.
Tahriş nedenleri vajinal lavaj yapmak, vajinal tampon ve peser kullanımları, spıral(rahim içi araç) kullanımı, sık yapılan küretajlar, gevşemeden ve ıslanmadan cinsel ilişkilerdir. Kadınların çoğunluğu hayatının bir döneminde servisit problemi ile karşılaşabilir. Yaşı ne olursa olsun cinsel yönden aktif olan kadın sevisit için uygun adaydır.
Rahim ağzı yaralarının kendisine özel bir bulgusu yoktur. Hiç bulgu vermeyebilir. Akıntı en önemli bulgusudur. Akıntı beraberinde vajinada yanma, cinsel ilişkide ağrı, acı, kanama, kasık ağrısı ve ilerlemiş vakalarda idrar şikayetleri beraberinde olabilir. Bulgular sadece yaraya ait olabileceği gibi, beraberinde eşlik eden hastalıklara da ait olabilir. Rahim ağzı çevre organların koruyucu bariyeridir. Fakat kendi enfeksiyonlarını da etrafındaki organlara kan ve lenf akımı yoluyla mesaneye, rahime, tüplere, yumurtalıklara, böbreklere ciddi enfeksiyonlarda gönderir.
Anormal akıntı maalesef toplumumuzda, sosyo-kültürel seviyesi düşük olanlar tarafından normal olarak kabullenilmektedir. Ve başka bir nedenle doktora gittiğinde tesadüfi olarak yara tesbit edilir ve çoğu kere de önemsenmez. Yara şikayete neden olduğunda ilerlemiş olabilir. Kronik tahriş sonucu, özellikle HPV enfeksiyonu sonrası hücrelerde kanseröz değişimler başlayabilir.
Rahim ağzı yaralarında oluşan yoğun akıntı, spermlerin rahim içine geçişini engelleyerek kısırlığa neden olabilir. Rahim ağzı yaralarıyla gebe kalanlarda, servisit de sık oluyor ise erken doğum ve düşükler olabilir. Servisitle birlikte doğum yapan annelerin bebeklerinde göz ve akciğer enfeksiyonlarına daha fazla oranda rastlanmaktadır.
Rahim ağzının hücresel değişiklileri smear testi ile çok erken dönemde tespit edilir ve kolaylıkla tedavi edilir. Tedavi edilmediğinde yıllar içinde kanserleşme riski olabileceğinden düzenli smear testi yapılmalıdır. Smear ile beraber en sık kansere sebep olan virüs olan HPV testi de beraber yapıldığında erken teşhis ve rahim ağzı kanserinden korunma şansı artmaktadır.